Sorularla islamiyet-15->Cevap: "O seni şaşırmış bulup da yol gösterme di mi?" ayeti Du-ha sûresinde geçer. Müfessirler bu âyetin anlamı üzerinde çeşitli sözler söylemişlerdir. İbn Kesir Tefsirinde bu âyetle ilgili şunlar yazılıdır:
"O seni şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?" ayeti şu âyet gibidir:
Ey Muhammedi İşte sana da buyruğumuzla Cebrail'i gönderdik; sen kitap nedir, iman nedir'bilmezdin. Biz onu, kullarımızdan dilediğimizi onunla doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru yolu göstermektesin. (Şura/52)
Bu kelimeyle (yani şaşırmış kelimesiyle) Hz. Muhammed'in küçüklüğünde Mekke sokaklarında yolunu şaşırması sonra evine geri dönmesinin kastedildiğini söyleyenler vardır. Bir görüşe göre Hz. Mu-
hammed amcasıyla birlikte Şam yolunda iken yolunu kaybetmişti. Geceleyin develerin üzerinde bulunuyordu İblis geldi ve deveyi yoldan saptırdı. Sonra Cebrail geldi, İblise üfürdü ve İblis deveden ayrıldı, ta Habeşistan'a gitti. Sonra binitin yönünü yola çevirdi. Her iki görüşü de Begavî zikretmiştir.
Kurtubi Tefsirinde "O seni şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?" âyeti hakkında şu ifadelere yer verilir:
Yani sen sana verilen peygamberliğin ne demek olduğunu bilmi-yordun. Allah bunu sana öğretti. Dalal (şaşkınlık) burada gaflet/bilmezlik anlamına gelir. Nitekim "Rabbin şaşırmaz ve unutmaz" (Taha/52) ayetinde şaşırmaz anlamına gelen kelime dalal kökünden gelir. Bir başka âyette Allah Teâlâ Peygamber'i hakkında şöyle buyurur:
Daha önce sen bundan gafildin/habersizdin. (Yusuf/3)
Bir kısım insanlar da âyette geçen dallen kelimesini "Sen Kur'an'ı ve şeriatı bilmezdin, Allah sana Kur'an'ı ve İslâm şeriatini öğretti" diye tefsir etmişlerdir. Bu tefsir, "sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin" (Şura/52) ayetinin de anlamıdır. Bir kısım insanlar da bu âyeti "Seni dalaletteki bir toplumun içinde buldu ve o toplumu seninle doğru yola şevketti" diye tefsir etmişlerdir.Bir görüşe göre bunun "Sen hicreti biliniyordun onu sana öğretti" anlamına geldiği ifade edilmiştir. Bir görüşe göre de bu, "Sen, amelinin Allah'ın dilemesine bağlı olduğunu unutmuştun" diye tefsir edilmiştir.
Bir görüşe göre de bu, "Sen kıbleyi arıyordun, sana kıbleyi öğretti" demektir. Bir görüşe göre "Sen, sana indirilen vahyi nasıl açık-lalaycağmı şaşırmış vaziyette idin. Allah bunu sana öğretti" demektir. Bir görüşe göre "Allah seni hidayete şevketti" demektir. Bir başka görüşe göre de "Hiç kimse senin dininin üzerinde değildi, sen tek başına idin seninle beraber kimse yoktu, bütün insanları benim yoluma seninle şevkettim" demektir.
Kurtubi bu son görüşün en güzel görüş olduğunu söylemiştir. Kuşeyri Tefsirinde bu âyetle ilgili şu ifadeler yer alır:
Âyetin tefsiri konusunda çok sayıda görüş vardır: Seni şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?
Yani çocukluğunda Mekke sokaklarında yolunu kaybetmiştin, Allah sana amcan Ebu Talib'in evinin yolunu gösterdi. Bir görüşe göre, "Sen bizim hakkımızda (yani Allah hakkında) kararsızlık ve şaşkınlık içinde bulunuyordun, biz seni bize (Allah'a) hidayet ettik, (seni bizim hakkımızdaki şaşkınlığından kurtardık)" demektir. Bir başka görüşe göre sana bu ayrıntıları öğretmekle yol göstermiş olduk, demektir. Bir başka görüşe göre toplumların arasında sapıtanlar/dalalette olanlar vardı, biz onları seninle hidayete eriştirdik demektir. Bir başka görüşe göre ise "Sen bizim sana olan sevgimizi bilmiyordun, seni sevdiğimi sana öğrettim" demektir.
Fi Zılali'l-Kur'an Tefsirinde de şunlar anlatılır: Allah Teâlâ, Peygamber'inden şöyle söz eder:
Sen, inançları ve düşünceleri puslu, yaşayış ve durumları bozuk bir cahiliye toplumunda yetiştin. Bu topluma için ısınmadı. Ne ca-hiliye toplumunda, ne de dinlerinde değişiklikler yapan, sapıtan ve şaşıran musevi ve hristiyanlarda seni tatmin edecek açık bir yol bulamadın. Sonra yüce Allah sana vahyettiği buyruk ve seni ulaştırdığı metodla sana yol gösterdi.
Milletleri inanç sapıklığından ve şaşkınlığından kurtarmak, onlara yapılacak en büyük iyiliktir. Başka hiçbir iyilik ona denk olamaz. Bu, onları bir sarsıntıdan korumaktır ki başka hiçbir sarsıntı ona denk olamaz. Bir yorgunluğu dindirmektir ki başka hiçbir yorgunluk ona denk olamaz.
Belki de bu büyük nimet, Rasûlullah'ın (s.a) o dönemde göğüslemekte olduğu vahyin kesilmesi, müşriklerin sevinmesi, sevgilinin sevgiliden ayrı düşmesi gibi sıkıntı ve zahmetlere katlanması sebebiyle ihsan edilmişti. Böyle bir ortamda bu sûre geldi. Rabbinin elçisini çölde vahiysiz terketmeyeceğini, daha önce de çölde şaşkın bir halde terketmediğini hatırlatarak yatıştırıyor ve gönlünü rahatlatıyordu.
Tacu'l-Arûs'ta. verilen bilgilere göre, ister kasıtlı ister kasıtsız olsun, ister az ister çok olsun haktan ve hakikatten sapmanın her şekline dalal denilir. Razı olunan doğru bir yolda gitmek gerçekten zordur. Bu sebeple Rasûl-i Ekrem (s.a) şöyle buyurur:
İstikamet üzere olun, yoksa kendinizi koruyamazsınız.
Bunun içindir ki kendisinden herhangi bir hata zuhur eden kimse hakkında da bu dalal kelimesini kullanmak caizdir. Bu bakımdan dalal kelimesi peygamberlere de, kafirlere de nisbet edilmiştir. Halbuki her iki dalalet arasında çok büyük fark vardır. Görmüyor musun Hz. Peygamber hakkında yüce Allah şöyle buyurur:
O seni şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?
Yani sana verilen peygamberlik bilgisine daha önce sahip değildin. Kur'an-ı Kerim'de Yakub (a.s) hakkında şöyle denilir:
Sen hala eski şaşkınlığındasm. (Yusuf/95)
Yakub'un çocukları şöyle demişlerdi: "Doğrusu babamız apaçık bir şaşkınlık içindedir." Bu ifadeyle Yakub'un çocuktan, babalarının kardeşleri Yusuf a olan düşkünlük ve sevgisine işaret etmişlerdir. Musa'nın (a.s) yanlışlıkla adam öldürdüğüne dikkat çekmek için Allah şöyle demiştir:
Musa: "Ben o işi yaptığımda şaşkınlardandım" dedi. (Şura/20)
- Tevhid
- Kur'an
- Sorularla İslam-15.Bölüm
- Sorularla İslam-Bölümler
- ☝📖 المحمية 📖☝
☝https://www.muhammediyye.org/☝
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
Öğrencilerimize önemli hatırlatma;
اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖
S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks
الامام سيد محمد الهاشمي
Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.