☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

Soru: Fetva veren kişide bulunması gereken şartlar nelerdir?

Sorularla islamiyet-19->Soru: Fetva veren kişide bulunması gereken şartlar nelerdir?







Cevap: Sanıyorum böyle bir sorunun sorulma sebebi, fetva konu­sundaki cüretten kaynaklanıyor. Zira birtakım insanlar, Kitap ve Sünnet­ten bir delile dayanmaksızın ahkâm kesiyor, hiçbir sınır tanımıyorlar.

Selef-i sâlihîn fetva konusunda kılı kırk yarar, mümkün mertebe fetva vermekten kaçınırlardı. Elbette bu, onların yetersizliklerinden kaynaklanmıyordu. Onlar Allah korkusu içinde hareket ediyorlardı. Rivayetlere göre, Abdurrahman b. Ebi Leyla şöyle demiştir: "Ben tam yüz yirmi sahabiye yetiştim, onlardan birisine din konusunda bir şey sorulduğu zaman başkasının cevap vermesini isterdi."

İbn Abbas şöyle söylüyor: "Her sorulan soruya cevap veren kişi delidir."

Sahnun b. Said de şöyle demiştir: "Fetvaya karşı cesur olan kişi­nin ilmi azdır".

Son zamanlarda fetva verenlerin çoğaldığını görüyoruz. Bu işi ya­panların türlü türlü amaçları vardır.

Bir bayan İslâmî bir dergide "Allah'ın "evinizde oturun" sözünde­ki evden maksat, toplum veya alemdir" diye fetva veriyor. Yine bu cü­retkârlardan kimi Ramazan'da oruç yemenin mubah olduğu, kimi din ile dünyanın tamamen birbirinden ayrılması gerektiği, kimi ribanın bir kısmının helal olduğu yolunda fetvalar vermektedir. Bunlar herhangi bir delile değil, heva ve hevese dayanan fetvalardır.   ,

Bir şeyi helâl veya haram kılmak, ancak Allah'a hastır. İslâm'dan önce insanlar kendi keyiflerine göre hükümler koyar; istediklerini ha­ram, istediklerini de helâl kılarlardı. Oysa bu yetki sadece ve sadece Allah'a aittir ve Allah da hükümlerini yüce kitabı Kur'an ile bize bil­dirmiştir.

Allah Teâlâ Yüce Kitabında şöyle buyuruyor:

Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri ha­ram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez. (Ma-ide/87)

Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak bu helâldir, şu da haram­dır demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Kuş­kusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler (Nahl/16)

De ki: "Allah'ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helâl, bir kısmı­nı da haram kılıyorsunuz". De ki: "Allah mı size izin verdi, yok­sa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (Yunus/59)

Allah Davud'a hitaben emrini yerine getirmesini isteyerek şöyle buyuruyor:

Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık, o halde insanlar arasında adaletle hükmet, heva ve hevese uyma, sonra bu seni Al­lah'ın yolundan saptırır. (Sad/26)

Allah, peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed'e de şöyle hi­tapta bulunuyor:

Hayır, rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususun­da seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın (onu tam manasıyla) kabullenmedikçe iman etmiş olamazlar. (Nisa/65)

Ayetten de açıkça anlaşıldığı üzere, mü slü m anların, hem ihtilafla­rı hususunda Rasûlullah'ı hakem yapmaları, hem de onun verdiği hük­mü gönül huzuruyla kabul etmeleri istenmektedir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına seçme hakkryoktur. (Ahzab/36)

Sanıyorum ki bu ayetler ilimsiz olarak din hakkında ileri geri ko­nuşmanın, heva ve hevese göre fetva vermenin ne kadar tehlikeli oldu­ğunu gösteriyor. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyuruyor:

Allah insanların göğsünden ilmi çekip almaz. Ancak âlimlerin ölümüyle ilim ortadan kalkar. Geride cahil kişiler kalır. Onlar da heveslerine göre fetva verir, böylece hem sapar hem de saptırırlar.

Hadis konusunda ancak bildiklerinizi söyleyin ve hadis uydur­maktan sakının. Kim bilerek benim adıma hadis uydurursa cehen­nemdeki yerine hazırlansın.

Kur'an'ı nevasına göre yorumlayan kimse de cehennemdeki ye­rine hazırlansın. Yine Kur'an'ı bir menfaat elde etmek için yorumla­yan kişi de büyük bir günah işliyor demektir. Rasûlullah şöyle buyu­ruyor:

Sonradan gelenler bu dini düşmanlarından alacak, aşırıların tahri­finden, batıl peşinde koşanların çarptırmasından ve cahillerin te­vilinden koruyacaklardır.

Halife Hz. Ebubekir heva ve hevesle Kur'an'ı tefsir etme hususun­da şöyle diyor:

Eğer ben Kur'an'ı heva ve hevesime göre te'vil edersem, hangi yer beni barındırır, hangi gök beni gölgelendirir.

Hz. Ömer sanki bu devrin fetva veren bilgisiz insanlarına hitab ediyor: "Rey ehli sünnete düşman oldular, onu kavrayıp ihata edeme­diler, böylece reylerine başvurdular". Bunlar Allah Rasûlünün sünneti­ni anlayıp ihata edemediklerinden fetva ve din konusunda delil ve bur­hanla değil, rey ile hüküm verdiler ve sapıttılar.

İmam Mâlik şöyle diyor: "Ben ancak bir insanım isabet de ede­rim, hata da yaparım. Kitap ve sünnete uygun görüşümü alın, uymaya­nı bırakın!"                                                                            ,

Müceddit Ömer b. Abdulaziz şöyle diyor: "Allah Rasûlünün sün­neti karşısında hiç bir görüş kabul edilmez."

Rebi b. Heysem de şöyle diyor: "Allah şunu haram kılmış ve şun­dan sakındırmış demekten sizi sakındırıyorum. Çünkü Allah ona şöyle der: Sen yalan söylüyorsun. Ben onu ne haram kıldım ne de ondan sa­kındırdım". Yine sizi Allah şunu emretti ve helâl kıldı demekten de sa­kındırıyorum. Çünkü Allah ona şöyle der: "Sen yalan söylüyorsun. Ben bunu emredip helâl kılmadım."

Şüphesiz, Kur'an ve sünnette dayanarak rey ile hüküm vermek caizdir, Kur'an ve sünnete aykırı olan rey ise batıldır; onunla amel edilmez. Hanefî âlimleri ahad yolla gelen hadisle amel etmenin dahi reyden önce geldiğini söylüyorlar. Ahmed b. Hanbel de "Uydurma ol­duğu bilinmedikçe zayıf hadisle amel etmek reyden önce gelir" de­miştir.

İçtihat yapacak kişi her şeyden önce Kur'an'ı çok iyi bilmelidir. Çünkü hüküm ve kanun çıkarmada birinci ve esas kaynak odur. İkinci olarak sünnet ve eseri çok iyi bilmelidir. Arab dilini ve câhiliye şiirini de bilmesi gerekiyor. Geçmişlerin sözlerini ve icma konularını da bil­melidir. Bunların yanısıra parlak bir zekaya, aydınlık bir zihne de sa­hip olmalıdır. İnşallah kıyamete kadar ümmet-i Muhammed hayır için­de devam edecektir. Çünkü dünyaya yayılan bu büyük ümmetin içinde içtihada uygun bir şahıs mutlaka olacaktır.

Her ne olursa olsun, fetva veren veya fetva vermeye niyetlenen ki­şi, evvelemirde Allah adına, Allah'tan ve dinden bahsettiğini, bunun için de ilim ve takvanın gerekli olduğunu aklından çıkarmamalıdır.

Doğru yola ileten Allah'tır. 




Bu Bölümdeki Diğer Sorular için aşağıdaki menüye bakınız↷↷↷
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
                   Öğrencilerimize önemli hatırlatma;

اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

 بسم الله الرحمان الرحيم

 الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين

Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha sığınırız,kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi  efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
                 S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks
الامام سيد محمد الهاشمي
Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.


  • اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

     بسم الله الرحمان الرحيم

  • يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً

    Ya eyyuhallezine amenu ediullahe ve ediur resule ve ulil emri minküm, fe in tenaza'tum fi şey'in fe rudduhu ilallahi ver resuli in küntüm tü'minune billahi vel yevmil ahir. Zalike hayrun ve ahsenu te'vila.

  • Nisa﴾59﴿
     Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.


  • Tevhid
  • Kur'an
  • Sorularla İslam-19.Bölüm
  • Sorularla İslam-Bölümler
  • ☝📖 المحمية 📖☝

S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks-الامام سيد محمد الهاشمي -Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar

Soru: Fetva veren kişide bulunması gereken şartlar nelerdir? Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.