Cevap: İslâm insanları her bakımdan hürriyete kavuşturmak için gelmiştir. Hz. Ömer (r.a) ne güzel söylemiştir: "Anaların hür doğurduklarını nasıl oluyor da köle ediniyorsunuz?"
İslâm'ın temel kaidelerinden biri de kuvvetlilerin zayıflara yardımcı olmasıdır. İnsanlık tarihine baktığımız zaman görürüz ki kölelik bütün dünyada çok yaygın idi. Köle edinme yolları da hayli değişikti; Savaş, gasb, borçluluk, işlediği suçun karşılığı, ihtiyaçtan dolayı kişinin çocuğunu satması bu yollardan bazılarıdır. ,
İslâm'dan önce Arablarda kölelik çok yaygın olup kölelere çok kötü muamele yapılıyordu; hor ve hakir görülüyor, çok zor işlerde çalıştırılıyor, işkence ediliyor, fuhşa zorlanıyor, hatta öldürülüyordu. Kur'an bu konuda şöyle buyuruyor:
Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. (Nur/33)
Uzun ve boğucu bir karanlığın ortasına doğan İslâm güneşi köleliği karşısında buldu, fakat onu bir çırpıda ortadan kaldırmak mümkün değildi. Bu bir günde halledilecek bir konu da değildi. Ancak İslâm köleliğe düşman ve nefret gözüyle baktı. Kur'an tedrici olarak köleliğe son verecek düzenlemeler getirdi. Hem bazı diyet ve kefaretler için mecburi olarak, hem de Allah'ın rızasına kavuşmak için köle azat etmeyi şart koştu. Savaşta esir alınanları, serbest bırakmayı tavsiye etti. Allah şöyle buyuruyor:
(Savaşta) inkar edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet güçlerini iyice kırıp onları sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın), savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin... (Muhammed/4)
İslâm köleliği yok etmeye çalışmış, onun bütün kapılarını kapatıp kaynaklarını kurutmuştur. İslâm bunda başarı elde etmek için üç yola başvurmuştur. Böylelikle hürriyetin bütün kapılarını ardına kadar açmıştır.
Köleliğin kaynaklarını kurutmak, ona giden yollan kapatmakla mümkündür. Sadece köleliği bir tek yerde caiz görmüş, o da bütün kaide ve kurallarıyla, şart ve sebepleriyle İslâm'ın mubah gördüğü vatan müdafaasında ele geçirilen harp esirleridir. Bu da mukabele-i bilmisil-de bulunmak içindir. Bu nedenle harp esirlerinin durumu devlet yetkililerine bırakılır. Eğer maslahat onların serbest bırakılmasını gerektirirse, onları köle edinmek için Kur'an'da her hangi bir hüküm yoktur. Misliyle mukabele etme hakkı da yetkililere bırakılmıştır. Müslümanlar bir çok harp esirlerini karşılıksız serbest bırakmış, tolerans ve güzel muamelede örnek olmuşlardır.
Kölelere nasıl muamele yapılacağını, Peygamberimizin hadis-i şeriflerinden öğrenebiliriz. Allah Rasûlü şöyle buyuruyor:
Esirler hakkında hakkı tavsiye ediniz. Esire iyilikte bulunun. Elinizin altındakiler hakkında Allah'tan korkun. Onlara kızım, oğlum diye hitap ediniz.
Rivayetlere göre Hz. Ali iki takım elbise aldı. Onlardan biri diğerinden daha ince ve kaliteli idi. Kaliteli olanı kölesine verip "Sen buna benden daha layıksın. Çünkü sen gençsin" dedi.
İslâm, köle azat etmeye o kadar çok şiddetle teşvik etmiştir ki, onu cennetin ve Allah'ın rızasını kazanmanın anahtarı kılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
Fakat o sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmektir. (Beled/11-13)
Allah Rasûlü (s.a) de köle azat etmenin çok büyük mükâfat kazandıracağım ifade ederek şöyle buyurmuştur:
Kimin bir cariyesi olur da onu güzel bir şekilde terbiye edip azat edip evlendirirse onun için iki ecir vardır.
Her kim bir müslüman köleyi hürriyetine kavuşturursa, Allah onun her azasına mukabil cehennemde bir aza yaratır, ki onu ce-. hennemden azat eder.
Kim haksız yere bir hizmetçisine bir tokat atarsa onun kefareti, onu azat etmektir.
Allah Rasûlü, Ebu Mesud'u hizmetçisine tokat atarken görünce, onu kınadı. Bunun üzerine Ebu Mesud "Onu,Allah için hürriyetine kavuşturuyorum" dedi. O zaman Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurdu:
Eğer onu azat etmeseydin sana ateş dokunurdu,
İslâm köle azat etmeyi bir çok mesele için kefaret kılmıştır. Kazaen öldürme, zıhar, yemini bozma, orucu bozma durumunda bir köle azat etmek emredilmiştir.
Aynı zamanda İslâm azat olmayı isteyen köle ile azatlık mukavelesi yapmayı tavsiye etmiştir. Yani köle belli bir mal mukabilinde efen-disiyle sözleşme yapar ve böylelikle hürriyetine kavuşur. Kur'an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor:
Ellerinizin altında bulunan köleler ve cariyelerden mukavele yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır görüyorsanız hemen mukavele yapın! (Nur/33)
İslâm, akrabalığı da azat olmak için bir vesile kılmıştır. Rasûlul-lah şöyle buyuruyor:
Kim bir mahrem akrabayı köle edinirse o hür olur. Bir cariye ile efendisi, muaşerette bulunur, o da bir çocuk doğurursa bu cariye efendisinin vefatından sonra hür olur.
Köleler eğer küfür diyarından İslâm ülkesine hicret ederlerse hür olurlar. Allah Rasûlü (s.a) onlar hakkında şöyle demiştir:
Bunlar, aziz ve celil olan Allah'ın hür kullarıdır.
Görülüyor ki, İslâm köleliği tasfiye etmek ve köleleri hürriyetlerine kavuşturmak için her yola başvurmuştur. Eğer biz İslâm'ın ruhuna ve kaidelerine göre köleliğin üstüne gitseydik kölelik müessesi asırlar önce tarihe karışırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.