Cevap: Sihir aslında, hile ve göz boyamadan ibarettir. Tıpkı çölde susayan kimsenin serap görmesi gibi. Sihir hileleri el çabukluğu, hipnoz ve birtakım aletler yoluyla yapılmaktadır.
Kur'an-ı Kerim, Hz. Musa'nın Firavun'un sihirbazları karşısındaki durumunu şöyle dile getiriyor:
Dediler ki: "Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım" (Musa) "Hayır, siz atın!" dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde İpleri ve sopalan, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor. Musa birden içinde bir korku duydu. "Korkma!" dedik, "üstün gelecek olan kesinlikle sensin. Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun. Yaptıkları sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz." (Taha/65-69)
Ve yine Kur'an-ı Kerim sihrin haram olup sihir yapanların kafir olduğunu şöyle ifade buyuruyor:
Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tabi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Ama onlar küfrettiler. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Harut ile Marut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese, "Biz ancak imtihan için gönderildik. Sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız" demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekten, karı ile koca arasım açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı. (Bakara/102)
Müctehit imamlar ve fakihler, sihirden sakındırmışlardır. Hatta İmam Mâlik şöyle söylüyor: "Küfrü gerektirecek bir kelime ile sihir yapan insan tevbeye bile çağırılmadan öldürülür." Sihir yapmak haram kılınmıştır. Özellikle başkasının zararı söz konusu olursa haramliğm cezasının şiddeti artar.
Başkasına zarar vermek, iki kişinin arasını açmak, korkutmak, şantaj yapmak ve bunlara benzer şeyler için sihir öğretmek de haramdır.
Ancak âlimler, sihirbazları etkisiz hale getirmek, insanları sihrin tehlikelerinden korumak için sihir öğrenmenin caiz olduğunu söylemişlerdir.
Üstad Muhammed Abduh bu konuda şöyle diyor:
Bir müslümanm inanması gereken her şey kendisine rabbi tarafından bildirilmiştir. Bir müslümana sihre inanması vacib değildir. Bilakis sihir öğrenmek küfürdür.
Diyebiliriz ki büyü yapan ve insanlara zarar veren kişi, İslâm'ın yolunda değildir. Sihrin İslâm'da haram olduğunu bilerek sihir yapan kişi dinden çıkar. Bu gibi işlere baş vuran, insanların arasını açan kişileri yetkililer cezalandırmalı, bu gibi kötü yollardan geri çevirmelidirler. Onlara zecri tedbirler uygulamalıdırlar.
Allah en iyi bilendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.