Sorularla islamiyet-15->CEVAP: Def-i hacet (abdest bozmak), içerde kaldığı zaman vücuda zarar verecek pisliklerden kurtulmak demektir. Def-i hacet esnasında vücut açılır, avret yerleri görünür, pis bir koku yayılır ve gaflet basar. İnsanla zikir ve tilavet arasındaki ilişki kopar. Def-i hacet kişinin mecbur kaldığı bir iştir. Ne onun süresini uzatma, ne ondan zevk alma arzusunu taşır. Çünkü o, insanın tiksinti duyduğu bir iştir. Bu sebeple o işi bitiren kimse şöyle der: Pisliği benden gideren ve bana afiyet veren Allah'a hamd olsun.
İslâm fıkhında def-i hacet edenin riayet edeceği pek çok edebin sıralandığını görürüz. Bunlardan bazıları şunlardır: (Açıkta ise) uzak bir yere gitmek, örtünmek, kıble gibi saygı gösterilen bir yöne dönmemek, zorunluluk olmadıkça konuşmayıp susmak. Ebu Said'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Rasûlullah'ı şöyle derken duydum: Tuvalete giden ayaklar avret yerleri açık olarak ve konuşarak dışarı çıkmasın. Çünkü bu Allah'ın hoşuna gitmez.
İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah onun selamını almadı. Peygamber, sonra teyemmüm etti ve selamına karşılık verdi.
Başka bir rivayette ise şu ifadeler geçer:
Abdest alıncaya kadar adamın selamına cevap vermedi, Sonra özür diledi ve şöyle dedi: "Temiz olmadıkça Allah'ı zikretmeyi sevmem."
Bütün bunlardan, def-i hacet yaparken Kur'an okumanın, ibadet veya zikir yapmanın uygun olmadığını anlayabiliriz. Bu sebeple din, tuvalette Kur'an okumayı yasaklamıştır. Hatta fıkıhçılar şöyle demişlerdir:
Tuvalette olan bir kişi dışarda hapşıran kişiye "yerhamükallah" demez veya kendisi hapşırdığı zaman telaffuz etmeksizin içinden hamdeder, müezzinin söylediklerini tekrar etmez.
Buradaki yasaklık, haramlığı değil, mekruhluğu ifade eder. Kuyuya /eya bir çukura düşecek âmâ bir adamı ikaz etmek ve bir insana doğru yönelen bir akrep görmek gibi hallerde def-i hacet yapan kimsenin konuşması caizdir, hatta vâcibtir. Belki def-i hacet esnasında bir kişinin şiddetli bir şekilde korktuğu zaman ondan kurtulmak için çabuk çabuk bir âyet okuması da bu kabildendir.
İbrahim en-Nehâi ve İbn Sirin'den def-i hacet halinde zikir yapmakta bir beis olmadığı görüşü rivayet edilmiştir. Belki de onlar Hz. Aişe'nin şu sözüne dayanarak böyle demişlerdir:
Rasûlullah (s.a) her zaman Allah'ı zikrederdi.
Bununla beraber âlimler diğer naslarla çelişkiye düşmemek için def-i hacet zamanını bundan istisna etmişlerdir.
- Tevhid
- Kur'an
- Sorularla İslam-15.Bölüm
- Sorularla İslam-Bölümler
- ☝📖 المحمية 📖☝
☝https://www.muhammediyye.org/☝
📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖
Öğrencilerimize önemli hatırlatma;
اعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمان الرحيم
الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين
Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.
Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.
📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖
S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks
الامام سيد محمد الهاشمي
Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.