☝📖İbrahimi ﷺ Muhammedi ﷺ Hanif İslam📖☝﷽𐰃𐰠𐰯☝📖المحمدية☝Muhammediyye📖☝𐰃𐰠𐰯༺الله أكبر ༻

☝المحمدية☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي 📖 علي الكتاب و السنة☝

Online Arapça Dersleri Video İzle,Arapça Sarf,Arapça Nahiv Video,Arapça Dilbilgisi Video,Online Arapça dilbilgisi Dersleri,islami ilimler,Kuran tefsiri video izle,islami dini sohbet izle,İslami sorular cevaplar,Muhammediyiz-Arapça Dersleri Temel İslami İlimler-Arapça Dersleri,Online Arapça Dersleri Video,İslami ilimler Video Dersleri,

Soru: Bizi mazimizden koparmaya ve İslâmî Sîret hakkında konuş­maktan vazgeçirmeye çalışanlar var. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

Sorularla islamiyet-16->Cevap: En geniş anlamıyla Siret-iNebevi, fiileri ve olaylarıyla Hz. Peygamber'in hayatını, muhterem sahabilerinin hayatını, onların Kur'an ve Allah'ın yüce dini uğrundaki cihat ve mücadelelerini, tabi­ilerin hayatını ve kıyamete kadar en güzel şekilde onların yolundan gi­denlerin hayatını kapsar. Bunların hepsi, en geniş ve genel anlamıyla Siret-i Nebevi tâbirinin anlamı içindedir. Çünkü onların önderi ve reh­beri Hz. Muhammed'dir. Tarihi şahsiyetlerin arasındaki en üstün ve en büyük şahsiyet Allah'ın Rasûlü Muhammed'dir. Diğerlerinin tümü, hidayetin ve gerçeğin yolunu Hz. Peygamber'den (s.a) öğrenmeye ve onun yolundan gitmeye çalışan insanlardır. O halde Sitrefin Hz. Pey-gamber'e nisbet edilmesinde ve onunla ilgi zaman diliminin asırlar ve devirler boyu sürmesinde şaşılacak bir yan yoktur.


Uygun zamanlarda ve münasip vesilelerle Siyer-i Nebevi ve İslâm Tarihi üzerine sohbetler geliştirmek hem dinimiz, hem kendimiz, hem de toplumumuz açısndan çok hayırlı bir faaliyettir. Hatta yapılmasında fayda ve hayır gördüğümz zaman bu münasebtleri ve vesileleri kendi­mizin icat etmesi de hayırlı bir iştir. Çünkü siret bir modeldir, bir tarih­tir, bir yorumdur ve bir uygulamadır.


Evet, Siret bir modeldir. Çünkü bu Siretin en büyük temsilcisi olan Hz. Muhammed (s.a) yüce ahlakıyla, temiz ruhuyla, din ve Kur'an yolundaki büyük cihadı ve sıkıntılara güzelce katlanmasıyla si­retin kahramanlarının en başında yer alır. Onun hayatında bütün nesil­ler için hayırlı, eğitici ve terbiye edici olarak kabul edilen en güzel ör­nekler vardır.


Onun ashabının ve ashabından sonra gelen tabiilerin hayatlarında da bu güzel örnekleri görmekteyiz. Onların hayatları birbirini izleyen olaylar ve içi boş hareketlerden ibaret değildir. Bilakis insanlara hem dinlerinde, hem dünyalarında, hem de ferdi ve sosyal hayatlarında ya­rarlı olacak, ibretler, öğütler ve derslerle doludur.


Bilmiyorum, Tarihi ile Siret arasında bu kadar büyük bir farkı ni­çin hissediyorum. Ben sireti bir eğitim, bir öğretim ve bir terbiye un­suru olarak görürüm. Onda insanları hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülüğü engelleyen en güzel örnekler vardır. Fakat tarih dillerde ve sahifelerde dolaşan ve insanların birbirini boğazladığı bir takım olay­lar zincidir. Bu olayları anlatanların ve yazanların ibret veya öğüt ver­mek gibi bir gayeleri yoktur.


Siret hakkında konuşmamız, hem de uzun uzun konuşmamız ge­rekir. Çünkü o bir model olmanın ötesinde ayrıca bir tarihtir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi o olaylarla ideal örneklerin arasını birleştiren bir tarih çeşididir. Hiç bir millet tarihsiz yaşayamaz. Şairler sultanı Ahmed Şevki tarihin kıymeti hakkında şöyle demektedir:


Tarihe değer ver! Bil ki onun sahifeleri, İtibarca Kitabullah'a çok yakındır


Kaynakları arasında gezinen niceleri, Yolculukları asırlarca süren bir akındır.


Sonsuzluğu iste, konağın olsun ebediyet Tarih, senin sonsuzluğa açılan bir kapmdır.


Tarihlerini unutan milletlerin misali İnsanlar içinde kaybolmuş köksüz bir ekindir.


Ya da hafızasını kaybetmiş bir biçarenin Geçmişle bağım kalmadı demesi ne hazindir.


Bir baksa şiirinde de şöyle der:


İşte insanların kitabı ve geçen günler Adem atadan kıyamete kadar.


Kader ona dilediğini güzelce yazdı. Telifi de inşası da pek mükemmeldir.


İslâm ümmetinin tarihine önem vermeye, onunla övünmeye ve onu derinlemesine incelemeye diğer milletlerden daha fazla ihtiyacı vardır. Çünkü İslâm Tarihinin bu hoşgörü dininin prensipleriyle sıkı ir­tibatı vardır. Zira o sadece bir milletin ya da sadece bir ülkenin tarihi değildir. Belli bir ailenin veya belli bir bölgenin tarihi de değildir. Fa­kat o iyiliğin öncüleri olan değerli insanların kabul ettikleri ve bütün güçleriyle dünyanın doğusuna ve batısına taşıdıkları (ilahi) bir mesajın tarihidir. Onlar barış yapıyorlar, savaşıyorlar, hücum ediyorlar, yurtlar ediniyorlar, yapıyor ve imar ediyorlardı. Ve onlar bu yüce ve ilahi aki­denin sancağı altında yaşıyorlardı. Bundan dolayıdır ki İslâm davetinin neşrinin tarihiyle bu daveti neşredenlerin ve onun kaidelerini yeryüzü­ne yerleştirenlerin tarihi birbiriyle içiçedir.


Biz, Ebubekir'in, Ömer'in, Osman'ın, Ali'nin, Halid b. Velid'in, Ta­rık'ın, Kuteybe'nin, Ömer ibn Abd'il-Aziz'in Salahattin Eyyûbi'nin ve diğerlerinin tarihini incelediğimiz zaman, diğer insanlar gibi yaşayan, yiyen, içen, zevk alan ve yeryüzüne hakim olan insanların biyografile­rini incelemiş olmuyoruz. Bununla beraber onların davetine iştirak eden, getirdikleri dinin hükümlerine bağlanan ve hayatları boyunca sa­dece Allah'ın rızasını elde etmek için cihad eden insanların tarihini de incelemiş oluyoruz. Onlar insanlar arasında dolaşan davetin canlı ve pratik unsurları olmuşlardır.


Siret hakkında konuşmamız gerekir. Çünkü o, özellikle Hz. Pey­gamber'in sözleri ve davranışlarıyla bu yüce dini prensiplerin bir yoru­mu ve açıklamasıdır. Peygamber bir önder ve liderdir. Ondan bu dini alan sahabiler ve tabiiler sadece onun nuruyla aydınlanmışlar ve onun rehberliğiyle hidayet bulmuşlardır. Hz. Peygamber bir pınardır, ashab-ı kiram da bu pınarın en hayırlı ziyaretçileridir. Zaman zaman müslü-manların safları arasında ortaya çıkan bazı sapık kimselerin yalan, ifti­ra ve bühtan olarak insanlara şöyle dediklerini görmekteyiz: "Dinimi­zi sadece Kur'an'dan almamız gerekir, Kur'an'm dışında başka bir şe­ye dayanmamıza gerek yoktur." Halbuki Kur'an-ı Kerim külli nassları ve genel prensipleri ihtiva eder, ayrıntıya ve cüziyyata girmez. Çünkü temel ve genel bir düstur, bütün ayrıntı ve yorumlan içine almaz. Hz. Peygamber'in sünneti bu genel düsturun açıklanmasını ve yorumunu üstlenmiştir.


Allah Teâlâ yüce kitabında bize namazı, orucu, zekatı ve haccı em­retmiş ve muamelatla ilgili pek çok şeyin hükmünü koymuştur. Fakat bu farzların ayrıntısına girmemiş, nasıl yerine getirileceklerini uzun uzun anlatmamıştır. Bunlara dair açıklama ve tafsilat Hz. Peygamber'in sünnetinde bulunmaktadır. Sünnetin konumunu; onunla istidlali ve ona müracaatı hafife alanlar ya son derece cahildirler, ya da İslâm'a iğrenç bir tuzak kurmaktadırlar. Ne olursa olsunlar bunların yollarını düzelt­mek için kendileriyle akli ve edebi bir mücadeleye ihtiyaç vardır.


Siret hakkında konuşmamız gerekir. Çünkü siret bu dinin tatbiki­dir ve Kur'an'ın uygulamasıdır. Kur'an'ın prensiplerinin uygulanması mümkün olmayan ve tatbik edilemeyen nazari prensipler olduğunu id-


dia eden sapıklar vardır. Fakat siret bu konuda onları susturacak ve id­dialarını geçersiz kılacak yeterli bir belgedir. Rasûlullah'ın ve -Allah hepsinden razı olsun- onun ashabının elinde nazari Kur'an ameli Kür'an haline gelmiştir. İlk müslümanlar Kur'an prensiblerine sımsıkı sarılmışlar ve bu prensiplerle amel etmişler, böylece mutluluğa ve ba­şarıya ulaşmışlar ve dünya onların sayesinde insanlık tarihinin en gü­zel çağma şahit olmuştur. Müslümanlar niyetlerini halis hale getirdik­leri, azim ve gayretlerinde sadakat gösterdikleri, Allah'a kul olmaya yöneldikleri, O'nun helâlini helâl, haramını haram olarak kabul ettikle­ri zaman Allah'ın buna benzer bir saadeti tekrar gerçekleştirmesi asla imkansız değildir. O gün, mü'minler Allah'ın dilediği kimselere bahşe­deceği yardımla sevineceklerdir.


Müslümanların ondan örnek almaları, tarihi, tefsiri ve uygulama­yı öğrenmeleri için Rasûlullah'ın ve onun değerli sababilerinin siretine yönelmeleri gerekir. Bu, onların bu sireti kapsamlı bir şekilde biraraya getirmelerini, onu uydurma ve asılsız haberlerden temizlemelerini ve hem kendilerine hem de diğer insanlara en güzel şekilde sunmalarını gerektirir. İşte o zaman ondan en güzel faydalar elde edilir ve en güzel meyveler onun bahçesinden devşirilir.


Yüce Allah bu gerçeği bize şöyle haber vermektedir:


Andolsun ki Rasûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe ka­vuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek­tir. Mü'minler ise düşman birliklerini gördüklerinde: "İşte Allah ve Rasûlünün bize vaadettiği! Allah ve Rasûlü doğru söylemiştir" dediler. Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah'a bağlılıkların arttırdı. Mü'minler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler vardır. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir, kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemişlerdir. Çünkü Allah sadakat gösterenleri sadakatleri sebebiyle mükafaatlandıracak, münafıkla­ra -dilerse- azab edecek, yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Ah-zab/21-24)


Düşmanların ve cahil dostların birbirinden farksız abartmaları ve tariflerine mukabil keşke yeryüzünün doğu ve batısındaki müslüman-lar da Siret-i Nebeviyeye hakkıyla ve yeterli ölçüde ihtimam göstermiş olsalardı. 

Bu Bölümdeki(16) Diğer Sorular için aşağıdaki menüye bakınız↷↷↷
  • Tevhid
  • Kur'an
  • Sorularla İslam-16.Bölüm
  • Sorularla İslam-Bölümler
  • ☝📖 المحمية 📖☝


https://www.muhammediyye.org/

📖-المحمية علي الكتاب و السنة الصحيحة-📖

                   Öğrencilerimize önemli hatırlatma;


اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

 بسم الله الرحمان الرحيم

 الحمد لله رب العالمين وحده لا شريك له و محمد رسول الله لا رسول و لا نبي بعده و الصلاة و السلام علي آله واهل بيته و اصحابه و امته اجمعين

Kovulmuş şeytandan,Her şeyin yaratıcısı tek rabb,tek ilah,tek gerçek egemen,rahman ve rahim olan Allaha cc sığınırız,her türlü kulluğun,ibadetin,itaatin,faydalı amellerin ve sözlerin tümü sadece ve sadece onun rızası içindir,salatü selam bütün peygamberlerin peygamberi  efendimiz,rehberimiz,önderimiz ve örneğimiz Hz Muhammed Mustafa aleyhi efzalussalati vesselama,aline,temiz ehli beytine,davası uğruna savaşan ashabına ve yolunda yürüyen ümmetine olsun.

Sitemizde yeralan çalışmalarımız;başta yüce kitabımız Kur'anı Kerim olmak üzere,temel İslami kaynakların anlaşılmasına yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır.Bu çalışmalarda bizlerden ilgisini,yardım ve desteğini esirgemeyen kardeşlerimizden ve cümle müslümanlardan. Allah razı olsun.

   📖☝المحمدية علي الكتاب و السنة☝📖☝Muhammediyye☝📖

             S.Muhammed Kayaalp El-Haşimi Ks

الامام سيد محمد الهاشمي

Destek olmak isteyen kardeşlerimiz iletişim formundan bize yazınız,Allah razı olsun.S.Muhammed Kayaalp (el-Haşimi) Ks--Arapça Dersleri-İslami Sohbetler-Tevhid-Tefsir-Hadis-Fıkıh-Fetvalar-İrşadlar...↷↷↷↷




 

Soru: Bizi mazimizden koparmaya ve İslâmî Sîret hakkında konuş­maktan vazgeçirmeye çalışanlar var. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Rating: 4.5 Diposkan Oleh: ☝الاامام سيد محمد هاشمي الموسوي☝المحمية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.